Gaziosmanpaşa Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar

Gaziosmanpaşa Mutlu Sonlu Masöz

Ama yoğun bir sansürden geçirilse bile, bazı edepsiz fotoğrafların keyfini çıkarmaktan geri kalmış olduğu söylenemezdi. Yakalanışının 228. Gününde, biriktirdiği fotoğraf galerisinde dolaşıp bir yandan da Senora Santiago’nun Gaziosmanpaşa Mutlu Sonlu Masöz hâlâ o soğan kokulu insanla evli olup olmadığını merak ederken, tecrit hücresinin sükûneti, korkunç bir gıcırtı sesiyle bölündü. Thorne başım kaldırdı ve gözlerini kısarak parlak beyaz karolarla kaplı tavana baktı.

Gıcırtı sesi sonlanmış oldu ve peşinden bir sürtünme sesi duyuldu. Birkaç çarpma sesi ve sonrasında biraz daha sürünme. Thorne yatağının üstünde bağdaş kurdu ve giderek daha da yaklaşan, arada duraklayarak öncekinden yüksek bir halde geçindiren sesleri dinledi. Aşina olmadığı bu gürültüleri   anlamlandırması uzun bir  süre aldı fakat sonucunda seslerin, motorlu bir matkaptan geldiğine karar verdi. Belki de diğer mahkûmlardan biri, hücresinin içini yeniliyordu.Sesler kesildi ama titreşimi sanki hâlâ duvarlarda dolaşıyordu.

Gaziosmanpaşa Mutlu Sonlu Masöz

Thorne etrafına bakındı. Hücresi, altı duvarı da parlak beyaz panelle kaplanmış, tam bir kare şeklindeydi, içeride yalnız beyazlar içindeki yatağı, bir düğmeye basılarak duvara girip çıkabilen bir klozeti ve beyaz giysisi içinde kendisi bulunuyordu. Birileri hücresini yenileyebiliyorsa, Thorne bir sonraki yenileme hakkının kendisine verilmesini umdu. Sesler, öncekinden de gıcırtılı bir şekilde tekrar terfi etti ve sonrasında, tavandaki uzun bir vida yerinden çıkarak hücrenin ortasına düştü. Onu üç vida daha takip etti. Vidalardan biri yatağının altına doğru yuvarlandı. Thorne başını eğerek vidayı izledi. Bir an sonrasında, tavandaki kare şeklinde bir açık oturum, büyük bir gürültüyle yere düştü.

Panelin bıraktığı boşluktan aşağı iki bacak sallandı ve şaşkınlıkla dolu bir ses duyuldu. Bacaklar, tıpkı Thorne’un üstündekine benzer beyaz tulum içindeydi. Ama Thorne’un ayağındaki beyaz ayakkabıların aksine, bu bacakların sonundaki ayaklar çıplaktı. Ayaklardan biri, çıplak insan teniyle kaplıydı. Diğeri ise parlak metaldendi. Bir homurtu eşliğinde, tavandaki kız kendini bıraktı ve hücrenin ortasına düştü. Dirseklerini dizlerine dayayan Thorne, duvar kenarındaki güvenli yerinden ayrılmadan, onu daha iyi görebilmek için başını iyice öne doğru uzattı. Kız çok zayıftı, yanık bir teni ve düz kahverengi saçları vardı.