Gaziosmanpaşa Mutlu Son Masaj Hizmetleri Esra

Gaziosmanpaşa Mutlu Son Masaj

Gaziosmanpaşa Mutlu Son Masaj Irra-malik oracıkta şiddete başvurmak yerine aklını başına toplar, İştarummi ve sevgilisini iple yatağa bağlayarak dava için meclise sürükler. Her ne kadar bu vakanın kaydında fazla ayrıntıya yer verilmese de meclis, önünde duran manzarayı -yatağa kıskıvrak bağlanmış iki sevgili- zinanın gerçekleştiğine dair kanıt olarak değerlendirir. Bu durum İştar-ummi’nin kaderini belirlemeye yeter. Öte yandan Irra-malik karısını daha fazlasıyla suçlamaya karar verir.

Kilerden ekin çalmakla (herhalde sevgilisine hediye olarak vermek için) ve susam yağı kavanozunu açıp hırsızlığını örtbas etmek için tekrar bir bezle kapatmakla suçlar. Bu ilave suçlar zinanın yanında önemsiz kalsa da kadının suçunun önemli bir kısmını oluşturur. Kötü eşler sadece sevgili edinmekle kalmıyor, kocalarının kaynaklarını da ziyan ediyorlardı. İştar-ummi’nin hayatı zalim bir sona doğru gidiyordu ama çekebileceği eziyet düşünülünce, ölüm onun için daha iyi görünüyordu. Meclis, önce cinsel organının çevresindeki kılların tıraşlanmasına karar verdi. Bunun, onu aşağılamak için mi, yoksa ömür boyu sürecek köleliğe hazırlamak için mi yapıldığını bilmiyoruz.

Gaziosmanpaşa Mutlu Son Masaj

Gaziosmanpaşa Mutlu Son Masaj Muhtemelen Irra-malik’in evinde, ona ve yeni eşlerine hizmet etmek üzere kölelik mertebesine düşürüldü. Öte yandan öncesinde, kadının burnunun bir okla delinmesine ve eşek gibi rezilce şehirde dolaştırılmasına karar verildi. Sevgilisinin akıbeti ise meçhul, ama kadın öldürülmediğine göre muhtemelen adam da öldürülmemiştir. [12] Kocaları sevgili edindiğinde eşlerinin şikayet etme hakları yoktu -cinsel ilişkiye girme konusunda tamamen reddedilmedikleri veya toplum içinde aşağılanmadıkları sürece.

Bu durumlarda bile, en azından Babil’de, kocalarını boşamaya yeltenebilirlerdi ama bu da riskli bir adımdı; mahkeme kadının cinsel davranışlarını da masaya yatırıyordu ve davada zina yaptıkları tespit edilirse, kadınlar ölmeleri için nehre atılıyordu. Bu riskler hesaba katıldığında kocalarının yanlış davranışlarını sineye çekmek, eşleri için acı olsa da bir hayli güvenliydi. Kadınlar kesin kanıt olmadan da zinayla suçlandığında da nehre atılmaları gündeme gelebiliyordu. “Nehir sınavı” diye bilinen işkenceyle, kadınlar suya atılarak haklarındaki iddiayı temizleyebiliyorlardı: Eğer hayatta kalırlarsa, masum oldukları ilan ediliyordu; boğulurlarsa da suçlu olduklarına hükmediliyordu.