Gaziosmanpaşa Mutlu Son-Masöz Esra

Gaziosmanpaşa Mutlu Son-Masöz Esra

Gaziosmanpaşa Mutlu Son-Masöz Esra Almanya ve İsviçre Federasyonu’nda Livatacılar, ekmek imalatçısılar ve Hayvanlar İngiltere livatacılığı ağır suç ilan etmeden dokuz yıl önce, mukaddes Roma İmparatoru V. Charles bir yasa imzaladı. Bu yasada şöyle deniyordu: “Eğer bir insan bir hayvanla yada bir adam bir erkekle veya bir hanım bir kadınla kirli bir iş yaparsa hayatını yakmış olur ve genel örf ve âdetlere gore yakılarak öldürülecektir.” Bu yasaya rağmen imparatorluğun emniyet teşkilatı eşcinsellerin izini bulmak zahmetine pek girmedi. Onların derdi daha ziyade zina yapanları, eşini aldatanları ve fahişeleri yakalayıp cezalandırmaktı.

Frankfurt şehri 1592-1696 yılları içinde bir tek iki erkeği livatadan dolayı cezalandırdı ve her iki dava da kuralı doğrulayan istisnalardı. Davalıların cinsel alışkanlıkları mahkemeye çıkmalarından seneler önce de gayet iyi bilinmesine rağmen kimse onlara ilişmemişti. İlk dava, Ludwig Boudin adındaki Frankfurtlu fırıncı, Thomas de Fuhr adlı rakip ekmek imalatçısının müşterisini kapmasaydı açılmayacaktı. Dava açılmadan bir süre önce Boudin, Fuhr’un kendisini dövdüğünü iddia eden hizmetçisini elinden almıştı. Hizmetçi de Fuhr’un müşterilerinin çoğunu Boudin’le iş oluşturmaya ikna etmişti. Fuhr, Boudin’e iş rekabeti davası açıp davayı kaybettikten sonrasında livata davası açtı. Sanığa karşı on üç şahit buldu ve bu tanıkların çoğu Boudin’in cinsel tercihleri hakkında uzun soluklu söylentileri tekrarladı.

Gaziosmanpaşa Mutlu Son-Masöz Esra

Gaziosmanpaşa Mutlu Son-Masöz Esra Birkaçı onun kendilerine cinsel tacizde bulunmuş olduğunu, biri de Boudin’le birbirlerine dokunduklarını söylemiş oldu. Boudin’in eşcinsel davranışlarının yasadışı olduğu su götürmezdi fakat şehir ahalisi fazla müsamahalı görünüyordu. Söz konusu fırıncı yirmi yıldır tacizde bulunuyor, uygunsuz teklifler sunuyor ve adamların yatağına davetsiz atlıyordu ama buna rağmen hiçbir resmi şikayet gelmediği şeklinde işleri iyiden iyiye büyüyordu. Davaya kadar Boudin’in cinsel açıdan hedefinde olanların çoğu onu yetkililere suç duyurusu etmeyip azarlamakla ve bir karısının olduğunu hatırlatmakla yetinmişlerdi. Dava başladığında ne Boudin’in komşularının umursamazlığını ne de Fuhr’un ekonomik gerekçelerinin bir önemi kalmıştı.

Yasanın uygulanması gerekiyordu. Frankfurt’ta bu, davalının işkenceyle itirafta bulunmasını ve şahitlerin gizlice ifade vermesini sağlamak demekti. Boudin asla çapraz sorgulamaya alınmadı; kendisine yalnız şahitlerin ifadelerinin doğru olup olmadığı soruldu. İnkarları makul görünmediğinde, ifadesini değiştirene kadar savcıların baskısına maruz kaldı. Boudin, kimi şahitlerin ifadelerini redddettiğinde dönen bir işkence aleti bacaklarını eziyor, bedeni işkence sehpasında geriliyordu. Tüm işkencelere karşın sarhoşken çekilmez biri olduğunu kabul etmekten ileri gitmedi. Bu sırada, “niçin bütün bu şahitler bunca senedir sessiz kaldılar?